Türkiye'de palamut bolluğu yaşanıyor: 19 yılın en yüksek seviyesi

prof. Dr. Firdes Saadet Karakulak, 1 Eylül'de açılan av sezonunun palamut bolluğuyla başladığını söyledi.
Palamutun mart ve nisan aylarında Karadeniz'e göç ettiğini belirten Karakulak, yaz aylarında üreyen balığın eylül ayında yakalanarak Marmara ve Ege'ye geri döndüğünü kaydetti.
Son 19 yılın en yüksek rakamları
prof. Dr. Karakulak, şu anda özellikle Karadeniz'de yoğun palamut avının yapıldığını belirterek, şöyle konuştu: “Bu yıl palamut avcılığı 50 bin tonu aştı. Göç hala devam ediyor. Ocak ve şubat ayına kadar bu göç devam edecek.” “.
Palamut avcılığında uzun yıllardan beri bir düşüş yaşandığını vurgulayan Karakulak, şöyle konuştu: “2005 yılında 70 bin ton palamut avı yapılıyordu, uzun yıllardır bu kadar palamut avının yapılmadığını gördük. Bu da gösteriyor ki, Nüfus kendini yeniliyor. Bu yıl son 19 yılın en yüksek palamut popülasyonunu görüyoruz.”
“Av kotalarını kesin olarak belirlememiz lazım”
Aşırı avlanmanın meşe palamudu stoklarını olumsuz etkilediğini vurgulayan Karakulak, şöyle devam etti:
“Aşırı avlanma olursa bu stoklar tekrar azalabilir. Balık stokları birçok olumsuz faktörden etkileniyor. İklim değişikliği, deniz kirliliği, istilacı türlerin çoğalması, ekosisteme yeni türlerin girmesi ve aşırı avlanma balık stoklarını olumsuz etkiliyor. Çünkü Bu nedenle balıkçılık yönetiminde birçok tedbirin alınması gerekmektedir ve her balıkçı teknesinin yıl içinde avlayabileceği kotaların belirlenmesi oldukça önemlidir. Türkiye en çok balık avlayan ülkedir. havzalarında. Bu türleri korumak ve sürdürülebilir balıkçılığı sağlamak için avlanma kotalarını belirlememiz gerekiyor.”
“Palamut avcılığı şu anda Karadeniz'de yoğunlaşıyor”
Palamutun eski av istatistiklerine göre 4-5 yılda bir kendini yenilediğini anlatan Karakulak, bu nedenle stoklarının korunmasına önem verilmesi gerektiğini kaydetti.
prof. Dr. Karakulak, Türkiye'nin dünyada en çok palamut avlayan ülke olduğunun altını çizerek, şöyle konuştu: “Türkiye, Akdeniz ve Karadeniz havzalarında en fazla palamut ve lüfer yakalıyor. Akdeniz havzasında toplam av miktarı 74 bin ton. Yakalanan miktar ise 74 bin ton. Türkiye'deki toplam avın neredeyse yüzde 95'i temsil ediliyor.” “Bu nedenle palamut ve lüferi koruyacak ülke Türkiye'dir” dedi.
Palamut ve lüfer gibi türlerin korunması konusunda Türkiye'nin daha fazla sorumluluk alması gerektiğini belirten Karakulak, şöyle konuştu:
“Bu türlerin ekonomik değeri geçmişten günümüze ön planda olmuştur. Bizans döneminde basılan paralarda da meşe palamudu resimlerine rastlanmaktadır. Haliç'e bunların çokluğundan dolayı 'Haliç' ismi verilmiştir. Avcılığın sürdürülebilir bir şekilde yapılması gerekiyor, avlanma kotaları ile sınırlı olmalı, aksi takdirde bu stokları kaybedeceğiz.” Uskumru gibi onu da bölgemizde kaybedeceğiz. Palamut avcılığı ağırlıklı olarak Karadeniz ve Marmara'da yapılmaktadır. Deniz. “Palamut avcılığı şu anda Karadeniz'de yoğunlaşıyor. Marmara bölgesinde henüz yoğun bir avlanma yok. Ayrıca Boğaz'dan giriş yaparak tüm Marmara Denizi'nde de avcılık yapılması bekleniyor.”
Balık stoklarının arttırılmasında uluslararası koruma komisyonlarının etkili olduğunu belirten Karakulak, şöyle konuştu: “Atlantik Orkinoslarını Koruma Komisyonu, orkinos için 15 yıllık bir koruma planı hazırladı, avlanma kotaları uygulandı, yumurtlama uzunluğu dikkate alındı ve avlanma sezonu sınırlandırıldı. Sonuç olarak stoklar toparlandı ve av miktarları arttı.” Aynı başarıyı palamut ve lüfer gibi türlerde de yakalayabiliriz” dedi.